¨ Okul çağı, çocukların beslenme alışkanlıklarının geliştiği, ev dışında arkadaşları ile yemek yemeye başladıkları, fiziksel, zihinsel, sosyal büyümenin ve gelişmenin hızlandığı, sağlıklı birer yetişkin olabilmenin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Büyüme ve gelişmenin hızlandığı, öğrenme ve kavrama işlemlerinin önemli olduğu, okul çağında beslenme oldukça önemlidir. Çocuk sağlığı için, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrenciler, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları, okulda devamsız sürelerinde uzamalar ve okul başarıları oldukça düşüktür. Çoğu zaman hareketsiz ve spordan uzak bir yaşam tarzı da şişmanlık problemini oluşturmakta ve buna bağlı olarak yapılan hatalı diyetler, kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları, halen büyüme çağında olan çocuk sağlığını oldukça tehdit etmektedir.
¨ ÇOCUK HASTALIKLARI HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
Çocukluk döneminin ağır ve ciddi hastalıklarından biri olan difteri, boğmaca ve tetanoz hastalıkları günümüzde ender olarak görülse de hastalığın ciddiyeti, olumsuz sonuçları ve ölümlere yol aşması bu hastalıklara karşı aşıların yapılmasının önemini artırmaktadır. Difteri, salya ve tükürükle temas edilmesi veya bu mikropla kirlenmiş maddelerin ağıza götürülmesi ve solunum yolu ile bulaşmaktadır. Boğmaca ise, tüm yaşlarda hatta yetişkinlerde bile ortaya çıkabilen, nefes almayı engelleyecek şekilde öksürük nöbetlerine neden olan bir hastalıktır. Bir yaş altında ki çocuklarda daha sık görülmekte ve zatürreye, beyin ve göz içi kanamalarına ve ölümlere neden olabilen bir hastalıktır. Çocuk felci çevre koşullarının kötü olduğu yerlerde suların, besinlerin mikroplu dışkı ile kirlenmesi ve kalabalık ortamlarda havaya yayılan mikropların solunumu ile bulaşır. Beşikten kaldırıldığında baş desteklenmezse gevşek kalır ve düşer,
¨ Felçler genelde çocuğun kendini ayağa kaldırmasında ve yürümesinde güçlük çekmesi ile kendisini gösterir. Kızamıkçık, hafif geçirilen belirtileri virüsün alınmasından iki, üç hafta sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. İlk günlerde hafif boğaz ağrısı, kulak arkasında ve bezelerde hafif şişme, yüzden başlayarak vücuda yayılan pembe renkli döküntüler oluşur. Çocuğunuzun bol sıvı almasını sağlamalı ve hamilelerden uzak tutmalısınız. Genellikle on gün süren bu hastalıkta şikâyetlere yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Kızamık, döküntü, ateş ve öksürüğe neden olabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Çocuk virüsü aldıktan iki hafta sonra ortaya çıkan bu hastalıkta, burun akıntısı, kuru öksürük, gözlerde kızarıklık ve sulanma, yükselen ateş en belirgin belirtilerdir. Hastalığın süresi on gündür. Suçiçeği, kaşıntılı deri döküntüleriyle ortaya çıkan, çok bulaşıcı bir hastalıktır. Yetişkinlerde zona denen hastalığı yapması sebebi ile çocukları yaşlılardan uzak tutmalısınız. Çocuğunuza bol sıvı vermeli, çocuğunuzun tırnaklarını keserek temiz tutmalı, kaşıntıyı azalmak için ılık bir suda bir avuç yemek sodasını eriterek çocuğunuza banyo yaptırabilirsiniz.
¨ Üst solunum yolu enfeksiyonu, burun tıkanıklığı, veya burun akıntısı, genellikle ateş, boğaz ağrısı, öksürük belirtileri veren hastalıkta ateş genel olarak üç gün sürer, öksürük iki, üç hafta devam edebilir. Belirtileri görüldüğünde mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.
Bebeklerde Çocuklarda Ateş
Beden ısısının yükselmesi, pek çok hastalığın, özellikle iltihapların belirtilerinden ve sonuçlarından biridir. Isının yükselmesi, bedenin işgalci, hastalık yaratan organizmalarla savaşım süreciyle ilişkilidir. Bu nedenle beden ısısını ölçmek, çocuğun hasta olup olmadığını anlamak için en iyi yoldur ve ecza dolabında bir de derece (termometre) bulundurmak, yararlı olacaktır. Ancak deneyimler, derecenin nasıl kullanılması gerektiğinin, iyi anlaşılmadığını göstermektedir.
Çocukların Vücud Isısını Ölçme
Derece (termometre) üzeri çizgilerle derecelendirilmiş bir cam tüptür. İçeriğinde, ısınınca genişleyen (gümüş renkli bir sıvı olan) cıva vardır. Cıvanın tüp içindeki yeri, bedenin ısısını gösterir. Kullanmadan önce, dereceyi sallayarak cıvanın, tüp üzerinde normal beden ısısını gösteren çizginin altına düşürülmesi şarttır. Cıvanın bu çizginin ne kadar altında olduğu önemli değildir. Bir dereceyi okumak çok kolaydır. Önce dereceyi, sayıları okuyabileceğiniz biçimde çevirin. Sonra, cıva sütunu daha kalın ve parlak olana dek çevirmeyi sürdürün. Sütunun en uç noktası, beden ısısını gösterecektir. Daha kesin bir ölçüm sağlamak amacıyla her derecenin arası, daha küçük derecelere bölünmüştür.
Beden ısısı, birkaç yerden alınabilir:
Ağız: Termometrenin cıvalı ucu, dilin altına ya da dil ile yanak arasına da konulabilir, ancak dilaltı daha etkilidir. Beden ısısı ağız yoluyla ölçülürken ağız, iki dakika kapalı tutulmalıdır. Küçük çocukların, özellikle burunları tıkalıysa ağızlarını kapalı tutmaları, güç olabilir. Çocuğun derece tüpünü ısınmamasına özen göstermek gerekir. Böyle bir olaya pek ender rastlanır. Ancak başınıza gelirse, üzülmeyin, fazla heyecana kapılmayın. Çocuğa camı sarmalaması için biraz ekmek yedirin. Bedene karışan civanın oranı önemli bir sorun yaratacak büyüklükte değildir.
Koltukaltı: Termometrenin cıvalı ucu, koltukaltına (aksilla) yerleştirilir ve kol, sıkıca göğüs kafesinin üzerinde tutulur. Bu, en kolay yöntemdir. Ancak, her zaman başarılı sonuç vermez. Termometrenin ucunu tümüyle kaplanmaması olasılığı çok yüksektir.
Anüs: Bu, genellikle ağızdan alınana oranla bir derece yüksek sonuç veren, güvenilir bir yöntemdir. İki-üç yaşına dek çocuklara uygulanması çok kolaydır. Çocuğu yatağa ya da dizlerinizin üzerine yatırmanız gerekir.Derece, sıvalı ucuna vazelin sürüldükten sonra anüsün 2.5 cm. kadar içine sokulur.
Değişik ısı derecelerinin önemi, aşağıdaki gibidir:
Normal Ateş 36.4° - 37.1° C
Orta Ateş 37.20 - 38.9° C
Yüksek Ateş 38.9° - 39.7°
Çok Yüksek Ateş 39.7° C'nin üzeri
Beden ısısı, günün çeşitli zamanlarında değişir ve genellikle geceleri daha yüksektir. Bu ısı, çocuğun sağlık durumunun göstergelerinden yalnız biridir ve sorunun bütün olarak değerlendirilmesine özen gösterilmelidir. Sağlıklı çocukların beden ısıları, özellikle aşırı hareketten ya da ağlamaktan sonra yükselebilir. Buna karşın, süt çocukları, beden ısıları normalin altında olduğu halde hasta olabilirler. Bu nedenle ısının belirlenmesi, çocuğun sağlık durumunun değerlendirilmesinin yalnız bir parçası olarak görülmelidir. Isının normal olması, hasta olduğunu düşündüğünüz çocuğunuz için, doktora başvurmanıza bir engel oluşturmamalıdır. Küçük çocukların ısı denetim mekanizmaları yeterince gelişememiştir. Bu nedenle beden ısıları kolaylıkla inip, çıkar. Dolayısıyla küçük çocuklarda görülen çok yüksek ateşler, önemli bir hastalığın belirtisi olarak alınmamalıdır. Bir çocuk, beden ısısını denetleyebilmek amacıyla derisinden doğrudan ısı yitirir. Ateşli çocuğu aşırı giydirerek ısı yitirmesini engellemek doğru değildir. Hasta çocuğun, beden ısısı ne olursa olsun, sıcak tutulması gerektiği inancı yaygındır. Çocukların ateşli oldukları durumlar, anne ve babaların sağ duyularına uymayı unuttukları ender durumlardan biridir. "Çocuk ateşler içinde yanıyor, koşun gelin" diye çağrılan bir doktorun ateşli çocuğu kat kat giydirilmiş, bir battaniyeye sarılmış ve bir ısı kaynağının yakınında bulması, sık karşılaşılan bir durumdur. Oysa bu, uygun olmayan, hatta tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir tutumdur. Çünkü hastalığın pek çok belirtisi, ateşten kaynaklanır. Titreme, beden ısısının yükselmesi sonucu ortaya çıkar. Sık yinelenen kas hareketleri, depolanmış enerjiyi ısı biçiminde serbest bırakır. Isının denetim altında tutulması, hasta çocuğun bakımında çok önemlidir.
Çocuklarda Ateş Hangi Sorunlara Sebep Olur, Ateşin Zararları
Sıvı kaybı: Sürekli yüksek ısı, bedenin terleme yoluyla aşırı sıvı kaybına neden olur. Kaybolan sıvı yerine konulmazsa, böbrek işlevleri, olumsuz yönde etkilenebilir ve bedenin kimyasal dengesi bozulur. Havale: 39.7 santigrad derecenin üzerindeki ateş, epilepsi benzeri krizlere neden olabilir. Genellikle 1-3 yaşları arasında görülen bu duruma, 5 yaşından büyük çocuklarda pek ender rastlanır.
Ateşli çocuğun bakımı
Uygun bakımın sağlanabilmesi için hastalığın nedeni belirlenmelidir. Genellikle ateş, hastalık sonucu ortaya çıkmıştır. Hastalanan çocuk, normale dönene dek olabildiğince rahat tutulmalıdır.
Giyim: Tüm gereksiz giysiler çıkartılarak, çocuğun üzerinde yalnız bol bir pijama bırakılmalıdır. Çocuğun cereyanda kalmamasına da özen gösterilmelidir.
İçecekler: Yüksek ateşin bedende sıvı kaybına neden olabileceği düşünülerek çocuğa öncekinden daha fazla içecek verilmelidir. Beslenme: Ateşli çocuk iştahsızdır. İştahı yerine gelince azar azar kolay sindirilen, lezzetli yiyeceklerle beslenmelidir.İlaç: Aspirin, ateşi düşürmek açısından çok yararlıdır ve her üç saatte bir, uygun dozda verilebilir. Havale olasılığının bulunduğu durumlarda doktor, bir antikonvulzan ilaç kullanılmasını önerebilir.
Ilık suyla ıslatma: Ateş 39.7 derecenin üzerine çıkarsa, çocuğu tümüyle soymalı ve bedeninin her yeri, ılık suya batırılmış bir sünger ya da tülbentle ıslatılmalıdır. Suyu kurulamamalı; bedeni, kendi kendine kurumaya bırakmalıdır. Çünkü ısı kaybı, su buharlaşırken olacaktır.
Çocuk Ateşliyken Ne zaman doktora başvurmalı?
Ateş, 38.8 santigrad derecenin üzerine çıkarsa, Ateş, iki ya da üç gün düşmezse, Ateşle birlikte havale gelmesi olasılığının varlığı bilinirse, Çocuk, kaygı uyandıracak durumdaysa
ÇOCUK HASTALIKLARI VE KORUNMA YOLLARI
Boğmaca —Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Zayıf bünyeli çocuklarda daha şiddetli geçer. Kendine özgü öksürükle baş gösteren bu hastalık çok tehlikeli olabilir. Öksürük nöbetlerinden sonra tipik ötme sesi duyulur. İyi bakılırsa bir ayda iyileşmeye döner. Aşısı vardır. Çiçek Hastalığı— Bulaşıcı ve çok tehlikeli bir hastalıktır. Çocuklar gibi büyükler de yakalanır. Eskiden çok büyük tehlikeler yaratabilirdi. Aşısının bulunması tehlikesini tamamen kaldırmıştır. Hastalık vücutta geniş ölçüde kırmızı döküntüler, kabarcıklarla kendini gösterir. Daha sonra bunların içi cerahatla dolar. Hasta iyileşse bile cerahatli yaraların izi kalır. Aşısı küçük yaşta yapılır (Bak. Aşı).
Çocuk Felci — Sinir sistemi hastalığıdır. Daha çok çocuklarda görüldüğü için bu adla anılır. Hastalık, hafif ateş, baş ağrısı, mide bozukluğuyla başlar. Sonra felç meydana gelir. Felç öldürücü olabilir. Aşısı bulunmadan önce çok tehlikeli olan bu hastalık aşının bulunmasından sonra tehlikesini kaybetmiştir.
Difteri — Sonbahar ve kış aylarında, en çok 2-8 yaş arasındaki çocuklarda görülen bir hastalıktır. Boğaz, burun ve gırtlak difterisi çeşitleri vardır. Öldürücü olabilecek derecede tehlikeli olan bu hastalık aşıyla önlenebilir. (Bak. Aşı).
Kabakulak — Çocuklarda, gençlerde hatta orta yaşlılarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tipik özelliği kulak altının şişmesidir. iyi bakılmazsa tehlikeli olabilir.
Kızamık — Çocukların ünlü hastalığıdır. Bulaşıcıdır. Bütün çocuklar bu hastalığa yakalanır, küçük yaştakilerde tehlikeli olabilen kızamık iyi bir bakımla geçer. Vücutta kırmızı döküntülerle kendini belli eden hastalığın mikrobu bir virüstür.
Kızamıkçık — Kızamıktan daha az görülen bulaşıcı bir çocuk hastalığıdır. Bunun mikrobu da virüstür. Kızamıkçığın özelliği de kızamık gibi kırmızı döküntülerdir. Tehlikeli değildir; çabuk iyi olur.
Kızıl — Bu da kızamık ve kızamıkçık gibi, kırmızı döküntülerle kendini gösteren bulaşıcı bir çocuk hastalığıdır. Hastalık titremelerle başlar. Çok yüksek ateşle kendini gösterir. Başka tehlikeli hastalıklara yol açabileceği için vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir.
Suçiçeği — Çiçek hastalığını andıran, ancak onun gibi tehlikeli olmayan bir hastalıktır. Çocuklarda, görülür. Bulaşıcıdır. Ateş ve deride döküntülerle kendini belli eder. Bu döküntüler zamanla kabuk bağlar.
Tetanos — Çocuklarda ve büyüklerde görülen, çok tehlikeli bir hastalıktır. Kirli topraklardaki yaralanmalardan bulaşır. Bu bakımdan kirli, hayvan pisliklerinin bulunduğu yerlerde oynama-mak gerekir. Böyle bir yerde insanın bir tarafı kanarsa hemen ilgililere haber verip serum yaptırmalıdır. Tetanos öldürücü olabilir. Aşısı vardır.